HAKSIZ TAHRİK

HAKSIZ TAHRİK

Av. Özhan A. IŞIK - 1 yıl önce - Genel - 242


Tahrik ifadesi ceza hukukunda tahrik suçları ve haksız tahrik olmak üzere iki anlamda kullanılır. Bu yazıda TCK 29’ da düzenlenmiş olan haksız tahrik konusuna değineceğiz. Haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin doğurduğu gazap veya elemin etkisi altında suç işlemesi halinde ceza sorumluluğunu azaltan bir ceza indirimi nedenidir. Haksız tahrik durumunda fiilin haksızlık içeriğinde bir değişiklik olmadığı halde, failin kusur yeteneğinde bir azalma söz konusu olmaktadır.[1]

Haksız tahrik TCK’nın “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” bölüm başlığı altında, 29.  Maddesinde şöyle düzenlenmiştir:

Madde 29- (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

 

Haksız Tahrik Şartları

Kanun koyucu TCK 29’ da haksız tahrik şartlarına ayrıntılı olarak yer vermediğinden uygulamadaki yargıtay kararlarıyla bu şartlar belirlenmiştir.

 

-Tahrik Edici Bir Fiil Olmalıdır

Bir fiilin tahrik edici olup olmadığını tek tek belirlemek mümkün değildir. Bu sebeple hakim her olayın gösterdiği özelliğe göre tespitini yapar. Bu fiil icrai ya da ihmali olabilir. Bu hareketin tahrik edilene doğrudan yönelmiş olması veya huzurunda gerçekleşmesi gerekli değildir. Örneğin bir başka 3. Kişiye yönelik bir hareket de kişiyi tahrik edebilir. Yani tahrik fiili failin şahsına yönelebileceği gibi failin yakınlarına, sevdiklerine, malvarlığına, değer yargılarına veya herhangi bir bağı olmayan üçüncü kişilere yönelik olarak da işlenebilir.

 

Mevcut olmayan tahrik edici bir fiili ar zannedip suç işleyen kişi haksız tahrikten faydalanabilir mi?

Burada iki farklı görüş vardır.

1.Görüş: Haksız fiilin ceza indirim sebebi olmasının nedeni, failin içinde bulunduğu psikolojik durumdur. Bu bir psikolojik yanılgı sonucu ortaya çıksa da ceza indirimi yapılmalıdır. Psikolojik durumu ortaya çıkaran hareketin somut olarak varlığı zorunlu değildir. Genel olarak kabul edilen bu görüşe göre “mefruz-sözde” tahrikten fail yaralanabilir ve ayrıca buna kanun imkân vermektedir. (TCK 30/3)[2]

2.Görüş: Ortada somut bir fiil olmadan mantıksal çıkarım yoluyla mağdurun faile karşı haksız fiilde bulunacağını düşünerek haksız tahrikten yararlanması mümkün değildir.

 

Haksız Hareket Aynı Zamanda Suç Teşkil Eder İse Ne Olur?

Haksız hareket yasal takibe uğramış ise bu durum artık haksız tahrik teşkil etmez. Ancak cezanın infazından sonra haksız tahrik uygulaması gündeme gelebilir. Araya uzun zaman girse bile hatta cezası infaz edilse bile haksız tahrik mümkündür.

 

-Haksız Tahrike Neden Olan Fiil “Haksız Bir Fiil” Olmalı

Fiilin haksız olması yeterlidir. Haksız olan her fiil suç teşkil etmez. Salt örf ve adetlere bakılarak haksızlık ölçütü yapılamaz. Fiil eğer haklı bir nedenden kaynaklanıyorsa haksız tahrik nedeniyle ceza indiriminden yararlanılamaz. Örneğin A yolda yürürken B ‘nin çöp atmanın yasak olduğu yere çöp attığının görür ve bunun üzerine B’yi uyarır. B bu duruma sinirlenerek A’yı bıçaklar. Yukarıdaki somut olayda A’nın fiili kurallara aykırı davranışı uyarmaktan ibaret olup bu gerekçe gösterilerek haksız tahrikten yararlanılamaz. Çünkü fiil, haksızlık bir fiil değildir.

 

-Fiil Failde Hiddet veya Şiddetli Bir Elem Yaratmalıdır

“Hiddet”; şiddetli öfke anlamına gelmektedir. “Şiddetli Elem”; haksız hareket karşısında failin içine düştüğü üzüntü durumunu ifade eder. Kanunumuz hiddet ve elemi aynı nitelikte kabul etmiştir.

Bu iki duygu durumu birlikte olabileceği gibi sadece birinin varlığı halinde de haksız tahrik hükümleri uygulanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus hiddetin şiddetli olması aranmazken, elem duygusunun varlığı halinde şiddetli olması aranmaktadır. Meşru savunmadan farklı olarak haksız tahrik uygulamasında kişinin derhal reaksiyon vermesi aranmaz. Kişinin bu psikolojik durumu devam ettiği müddetçe haksız tahrik söz konusu olacaktır. Kısaca suçun işlendiği sırada bu hiddet ve elem halinin devam ediyor olması yeterlidir.

-Suç Tahrik Fiilini İşleyene Yöneltilmelidir.

Tahrik edenle uçun mağdurunun aynı kişi olması gerekir. Ancak haksız fiilin mağdura yönelik olması şart değildir.

-Tahrik Teşkil Eden Hareketle İşlenen Suç Arasında Nedensellik Bağı Bulunmalıdır

Haksız hareket fiile geçirilmeseydi, bu suç da işlenmeyecekti diyebileceğimiz durumlarda, nedensellik bağının varlığı kabul edilecektir.

 

KAYNAKLAR:

Hakan HAKERİ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 23.baskı , Ankara Adalet Yayınevi, 2020.

T. YALÇIN, T. KÖPRÜLÜ, “Ceza Hukuku Genel Hükümler Uygulamalı Çalışmaları “ , 7 bs., Ankara: Savaş Yayınevi, 2022.



 

 

 

 

YORUMLAR
YAZAR
av-ozhan-a-isik-1712822530.jpg

Av. Özhan A. IŞIK

Hukuk mirasim kurucu ortağı-LLM(Public Law)- Artificial intelligence-Nuclear energy law

ARA
REKLAM
EN ÇOK OKUNANLAR
BÜLTEN ABONELİĞİ

Son paylaşılan makalelerden, anında haberdar olmak için bültene katılın.

Sosyal Bağlantılar
hukukmirasim
hukukmirasim
hukukmirasim