HUKUK BİR BİLİM MİDİR?

HUKUK BİR BİLİM MİDİR?

Av. Özhan A. IŞIK - 1 yıl önce - Hukuk - 1988


HUKUK BİR BİLİM MİDİR?

Hukuk alanında yapılan çalışmaların bilimsel bir yönü olup olmadığı çok eski zamandan beri günümüze gelen bir tartışma konusudur. Hukukun bir bilim dalı olup olamayacağını incelememiz için önce bazı kelimelerin terminolojik kökenine inelim.

Bilimin Tanımı

Bilim sözcüğü “ bil ” kökünden gelmektedir. Bu kavramın Arapçadaki karşılığı ise “ilim” kavramıdır. Evrende var olan tüm olayları ve olguları tanımlamak, bunlar arasındaki nedensellik ilişkilerini bulmak ve saptanan ilişkileri genelleştirip teoriye dönüştürmek bilim yapmak demektir. Bilim nesnel sağlamlığı olan, geçerliliği kabul edilmiş, bilgiler bütünüdür.

Bilimin yöntem ve ürün olarak iki ayrı yönü bulunmaktadır. Bilimsel bilgilere ulaşma çabası yani, bilgiye ulaşmak için izlenen yol, yöntemdir. Kanıtlanmış, düzenli bilgi ise üründür.

Hukuk ve Bilim Üzerine

Haklar anlamına gelen hukuk kavramının birçok anlamı bulunmaktadır. Hukukun amacı insanların mal ve güvenliği , kamu düzenini sağlamaktır. Zaman içerisinde insanların kendilerini belirli bir düzene koymaları için farklı sistemlere ihtiyaçları doğmuştur. Bu sisteme belirli haklarını devrederek  sistem tarafından korunma talep etmişlerdir. Burada ki sisteme günümüzde devlet diyebiliriz. Kısaca hukuk kavramı için şu tanımı yapabiliriz: Toplumsal yaşam içinde kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu (Devlet) gücüyle yaptırıma bağlanmış toplumsal düzen kuralları bütünüdür. Şimdi önemli kişilerin hukukun bilimselliği üzerine görüşlerine bakalım.

HUKUKUN BİLİMSELLİĞİ ÜZERİNE GÖRÜŞLER

Julius Hermann v. Kirchmann

Tatbikatçı hukukçulardan hangisine meşguliyetinin boşluğu ve yetersizliği hissi gelmez. Edebiyatın hangi kolunda hukukta olduğu kadar mana ve zevkten azade kitaplar kadar müteşekkil böyle bir yığın vardır?

Bir çiçek fizyolojinin mevcudiyetlerini bilmesine gerek kalmadan açar keza, bir hayvan yaşar. Halk gramer bilmeden dilini konuşur. Dolayısıyla, hukuksuz yaşanamaz ancak hukuk ilmi olmadan da yaşanabilir.

Hukuk ilminin donukluğuna karşın Yunanistan'da kamu ve aile hayatı yeteri kadar zengindi. Ay ve yıldızlar binlerce yıl önce nasıl parlıyor ise idiyseler bu gün de ayni şekilde parlıyorlar. Bir gül hala cennete açar gibi açmaktadır. Halbuki, hukuk ilmi bir kanun bulduğunda konusu değişmiştir bile. Bu yüzden yaşanılan zamana asla yetişemez. Hukuk, ilmi hukukun gelişmesine karşı düşmanca bir tavır almaktadır. İlmi Hukuk tabiat ilimleri gibi konusu ile doğrudan doğruya temas halinde değildir. Hukuk Yahudilere vatandaşlık hakkı verilsin mi? Yahudilerle Hıristiyanlar arasında evlenmeye müsaade edilsin mi? Dayak ceza olarak kalsın mı? gibi konularla uğraşmaktadır. Halbuki, duygu hakikatin ölçüsü olamaz. Ergenliğin yaşı, zaman aşımı süreleri, cezaların miktarı konusunda kim konunun mahiyetinden çıkarak cevap verebilir?

Savigny’nin dediği gibi, “Zamanımız kanun koymak için olgunlaşmamıştır.” 

Hububatın başlıca gıdasını havadan aldığı belli iken, hukukun kanunları yanlış da olsalar kendilerini zorla kabul ettirirler. Kaldı ki, muhtevası hakikat dahi olsa kanunların şekli, ifadesi çoğu zaman kusurludur. Boşluklar, tenakuzlar, muğlâklıklar, tereddütler bundan ötürüdür. Şerhlerin, tefsirlerin, monografyaların onda dokuzunun uğraştığı şey, bu tereddütleri gidermektir. Hukukçular yalnız çürümüş tahta yiyen kurtar haline gelmiştir. Kanun koyucunun üç yeni düzeltici kelimesi koca kütüphanelerin okkalık kağıt haline gelmesine yeter. Tabiat ilimlerinin yüksekliğine ve en küçük otun dahi bu mertebede olmasına karşın hukuk ilim olmaya layık değildir. Müspet kanunun kaidelerindeki keyfilik, ilmin içine de girer. Şerhlerin en kalın olduğu yerler bu gibi formalitelerin bahse konu olduğu yerlerdir. Millet ilimci hukukçulardan bıkmıştır. İlimle hukuk arasında tenakuz mevcuttur.

 PASCAL

Kutuptan üç paralel daha uzak yerde hukuk dogmatiği altüst  olur. Hakikatin ne olduğunu tayin eden bir meridyen, hak sahibinin kim olduğunu tayin eden birkaç senedir. Ne garip adalettir ki, hudutlarını bir ırmak veya dağ silsilesi çizer. Pirenelerin bu tarafında doğru olan öte yanında yanlış olur Kırchmann aşağıdaki görüşü ile de Pascalı destekler.

KIRCHMANN, kanun koyucunun üç değişik sözünün koskoca kütüphanelerdeki kitapları okkalık kâğıt haline getirdiğini ifade etmektedir.

TROPER

Hukuk bir bilim olmasa bile, hukuku tarif etmeyi görev edinmiş bir bilim düşünülebilir hukuk, kuralların (buyrukların) özel bir türünden oluşur. Hukuk bilimi ise önermelerden ibarettir. 

Önermeler doğru ya da yanlış olabilir, buyruklar yanlış olamaz. Sigara içilmez buyruğuna itaat etmek reddedilebilir ama bu buyruğa yanlıştır denilemez. Bilgiler bütünü olan bilimdir, hukuk değildir. Söz konusu nedenle hukuk bilim olamaz.

HERBERGER

Hukuk Fakültesinde bizim eğitimimiz "bilim" midir yoksa "ustalık" mıdır? Yoksa her ikisi birlikte midir? sorusunu sorarak şu yanıtı vermektedir: Kanımca, biz malzemenin karmaşıklığından ve teorik ağırlığında doğan sebeplerle bilim öğretmekteyiz. Ayrıca, teorik bilgilerin soyut normların somut olaya uyarlanması bakımından az miktarda sanatçılık anlamında bir yaratıcılık da bulunmaktadır. Bu nedenle hukuki faaliyet bir sanat sayılır. Örneğin bir avukat yasaları müvekkilinin lehine yorumlamakta, eğip bükmektedir.

Türk Hukukçulardan RONA SEROZAN 

Hukukun bilimselliği üzerine şu açıklamayı yapmaktadır :

“Bilim doğanın, toplumun ve düşüncenin oluşum ve gelişim yasalarını, yani nesnel gerçeğin ve bu gerçeğin bilince yansıyışının yasalarını pratikte doğrulayarak, yöntemli ve sistemli biçimde bilgi olarak edinip yeniden üreten etkinliktir.” 

SONUÇ HUKUK BİR BİLİM DALI MIDIR?

Bilim evrendeki tüm olaylar ve olgular üzerinde durur ,bunların ilişkilerini inceleyip teoriler oluşturur. Hukuk ise “toplumsal yaşam içinde kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu (Devlet) gücüyle yaptırıma bağlanmış toplumsal düzen kuralları bütünü” dür. 

Günümüzde hala bu konu hakkında bir görüş birliği sağlanamamaktadır.

Kanımca hukuk bir bilim midir? Sorusuna verilecek cevap evet olurdu. Tekrar bilim tanımına dönersek bilim: evrenin, evrendeki olguların ve olayların bir bölümünü ele alıp birtakım yöntem ve deney yolları kullanarak ve gerçeğe, gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli ve tutarlı bilgi anlamına gelir. Hukuku farklı bir bakış açısı ile aralarsak şu sonucu görürüz  canlıların sahip olduğu içgüdü, enzimler, doğal reaksiyonlar ve diğer biyolojik faktörler o canlıların hukukla bağdaşan eylemler sergilediğini ve belli bir hiyerarşi içinde olduğunu görürüz. Eğer karıncalara bakarsanız kendi aralarında yaratıcı tarafından ona yüklenmiş temel bilgiler sayesinde hukuk kavramına sahip olmasalar bile hukuku ortaya çıkarmaya çalıştıklarını  görebilirsiniz. 

Şimdi karıncalara tekrar dönersek karınlar arasında en basit şekilde şu ayrım var işçi karıncalar, kraliçe karınca, savaşçı karıncalar .Bu ayrım koloninin daha  verimli olmasını sağlıyor. Savaşçı karıncalar daha büyük. İşçi karıncalar hızlı ve küçük oluyor. Sitem zayıf olanı bile belli bir hiyerarşi içine sokup karınca kolonisine katıyor. Ve verimlilik maksimum seviyeye çıkıyor.

İlginç Bir Sonuç Karıncalar:

Her dakika dünya üzerinde sayısız karınca kolonilerinin savaşları yapılıyor. Her ayrı koloni kendi sınırlarını genişletmek ve kendi besinlerinin çoğaltmak ve koloni bireylerini  çoğaltmak amacı içinde. Bu bilgiler içgüdüsel olarak içlerinde. Hukuk kavramı şuan bir bilgi formunda .

İnsanlar yani biz zeki varlıklar diğer hayvanlardan farklı olarak düşünebiliyoruz. Bu bilgiyi ortaya çıkarıyoruz ve hukuk kavramını tanımlıyoruz. Karınca örneklerine baktığınız zaman bu nasıl hukuk diyebilirsiniz , hukuk zaman içerisinde gelişmektedir ve durağan bir kavram değildir .Belki bizden sonraki canlılar bu kavramları daha çok ortaya çıkaracak ve hukukun son formuna daha çok yaklaşacaklardır. Yukarıda açıkladığım gibi hukuk bir bilimdir çünkü canlı varlıkların içlerindeki bilgi formunun şekillendirilmesi ise dışa vurulmasıdır.

Hukuk bir bilim midir? Sorusuna yanıt ararken bu tartışmayı bir nevi azaltan hukuk bilimi kavramı ile karşılaşıyoruz. Hukuk bilimi hukukun dış dünyaya daha somut bir şekilde sunulmuş biçimi diyebiliriz. Şöyle örnek verirsek adalet bir hukuk iken, bu kavramın kanunlara eklenmesi veya içtihatlar ile ortaya çıkarılması hukuk bilimini oluşturmaktadır.

KAYNAKÇA

HUKUK VE BİLİM-ALİ NAZIM SÖZER 

 

YORUMLAR
YAZAR
av-ozhan-a-isik-1712822530.jpg

Av. Özhan A. IŞIK

Hukuk mirasim kurucu ortağı-LLM(Public Law)- Artificial intelligence-Nuclear energy law

ARA
REKLAM
ETİKETLER
EN ÇOK OKUNANLAR
BÜLTEN ABONELİĞİ

Son paylaşılan makalelerden, anında haberdar olmak için bültene katılın.

Sosyal Bağlantılar
hukukmirasim
hukukmirasim
hukukmirasim