MİLLETLERARASI TAHKİME KISA BİR BAKIŞ

MİLLETLERARASI TAHKİME KISA BİR BAKIŞ

Nur Yılmaz - 9 ay önce - Hukuk - 200


TAHKİM VE MİLLETLERARASI TAHKİM AYRIMI

Hak üzerinde uyuşmazlık yaşayan tarafların, anlaşmaları neticesinde ilgili uyuşmazlığın çözümünü özel kişilere (hakem) bırakmalarına ve bu kişilerin uyuşmazlığı çözmelerine tahkim denmektedir.[1] Taraflar yapmış oldukları anlaşma ile hakemin söz konusu uyuşmazlıkla ilgili vermiş olduğu karara uymayı kabul ederler. 

Tahkim sürecinin milletlerarası tahkim kapsamına girip girmediğinin tespit edilmesinde objektif, sübjektif ve karma esas olmak üzere üç farklı kıstas bulunur. Tarafların yabancılık ya da milletlerarası unsur taşıması halinde sübjektif unsur gerçekleşmiş olur. Objektif unsurun varlığı için ise taraflar arasındaki ilişkinin milletlerarası bir unsur taşıması gerekmektedir. Karma kıstas ise her iki durumun kabul edilmesidir.[2] 

Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) madde 2 hükmünde düzenlenen hallerden birinin varlığı halinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı kabul edilir ve böylece tahkim süreci milletlerarası niteliğe haiz olur. MTK’nın 2. Maddesi karma kıstası kabul etmektedir. Madde hükmünde görüleceği üzere:

Tahkim anlaşmasına taraf olanların yerleşim, olağan oturma veya iş yerlerinin farklı devletlerde bulunması hallerinde,

Tarafların yerleşim yeri veya olağan oturma yerinin ya da işyerlerinin; tahkim anlaşmasında belirtilen veya bu anlaşmaya dayanarak tespit edilen hâllerde tahkim yerinden, asıl sözleşmeden doğan yükümlülüklerin önemli bir bölümünün ifa edileceği yerden veya uyuşmazlık konusunun en çok bağlantılı olduğu yerden, başka bir devlette bulunması halinde,

Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşmeye taraf olan şirket ortaklarından en az birinin yabancı sermayeyi teşvik mevzuatına göre yabancı sermaye getirmiş olması veya bu sözleşmenin uygulanabilmesi için yurt dışından sermaye sağlanması amacıyla kredi ve/veya güvence sözleşmeleri yapılmasının gerekli olması hallerinde,

Tahkim anlaşmasının dayanağını oluşturan asıl sözleşme veya hukukî ilişkinin, bir ülkeden diğerine sermaye veya mal geçişini gerçekleştirmesi hallerinin varlığı halinde tahkim süreci uluslararası bir boyut kazanmaktadır.

MİLLETLERARASI TİCARİ TAHKİM TÜRLERİ

Örgütlenme biçimi dikkate alındığında milletlerarası ticari tahkim, ad hoc tahkim ve kurumsal tahkim olarak ikiye ayrılmaktadır.[3] Kurumsal tahkim, tahkim kurumunun idaresinde, ilgili kurumun daha önce belirlediği kurallara uygun şekilde yürütülen tahkimdir.[4] Kurumsal tahkim merkezlerinden birine örnek olarak ICC verilebilir. 1923 yılında ICC’nin tahkim organı olarak kurulan Milletlerarası Tahkim Divanı, milletlerarası ticari tahkime öncülük eden kuruluşlardan bir tanesidir.[5] Kurumsal tahkim; tarafların birbirine karşı ılımlı davranmamaları, tahkim yerinin bulunduğu yer hukukunun tahkimi kabul etmemesi gibi tarafların aleyhine olan durumları engellemeye yöneliktir.[6]

Ad hoc tahkimse kurumsal tahkimin dışında kalan tahkimdir. Ad hoc tahkimi tercih eden taraflar, tahkim sürecini, bir tahkim kurumu olmaksızın kendi iradi tercihleri ve düzenlemeleri ile yürütmeyi tercih etmiş olurlar. Ad-hoc tahkim, taraflar arasında uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra tarafların tahkim yoluna başvurmaya karar vermeleri halinde daha çok tercih edilmektedir.[7]

HAKEM KARARLARININ TANINMASI ve TENFİZİ

Türk hukukunda yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi, Türkiye’nin de taraf olduğu Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki 1958 tarihli New York Konvansiyonu veya 5718 sayılı MÖHUK hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.

Tahkim süreci sonucunda verilen hakem kararının tenfiz edilebilmesi için kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararı olması gerekmektedir. Bu durum MÖHUK 60. Madde hükmünde düzenlenmiştir. 63. Madde hükmünde düzenlendiği üzere ise yabancı hakem kararlarının tanınması da tenfiz hükümlerine tabidir ve kanun koyucu tarafından ayrıca düzenlemeye tabi tutulmamıştır.

 Yabancı hakem kararlarının tenfiz edilebilmesi için tarafların yazılı olarak kararlaştırdıkları yer asliye hukuk mahkemesinden dilekçe ile birlikte talepte bulunmaları gerekmektedir. Hakem kararının tenfiz edilmesini isteyen tarafın dilekçesi ile birlikte sunması gereken belgeler MÖHUK 61. Madde hükmünde düzenlenmiş olup şu şekildedir: 

  1. Tahkim sözleşmesi veya şartının, aslı yahut usulüne göre onanmış örneği.
  2.   Hakem kararının usulen kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcılık kazanmış aslı veya usulüne göre onanmış örneği
  3.  (a) ve (b) bentlerinde sayılan belgelerin tercüme edilmiş ve usulen onanmış örnekleri.

Bununla birlikte New York Konvansiyonuna imzacı bulunan ülkelerin sayısının fazla olması sebebiyle MÖHUK kapsamında yukarıda bahsetmiş olduğumuz yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin olan hükümlerin uygulanma alanı oldukça azalmıştır. New York Konvansiyonuna Türkiye’nin çekince koyması nedeniyle konvansiyon, ticari uyuşmazlıklara ve konvansiyona taraf ülkelerce verilen hakem kararlarının tanınması ve tenfizi için uygulanabilecektir. Konvansiyonun tarafı olmayan bir ülke tarafından yabancı hakem kararı verilmişse bu halde konvansiyonun tanıma ve tenfizine ilişkin hükümler uygulanmaz. Tanıma ve tenfizi işlemleri 5718 sayılı kanunun yukarıda bahsedilen hükümlerine göre yürütülür.[8]

New York Konvansiyonun 5. Maddesine göre ise bir hakem kararının tanınması veya tenfizi için öncelikle taraflar arasında geçerli bir tahkim anlaşması bulunmalıdır.[9] Tahkim anlaşması sonucunda yürütülen tahkim süreci taraflar iddia ve savunma haklarına riayet edilerek devam etmiş olmalıdır. Tahkim sürecinin iddia ve savunma hakkına uygun olarak yürütülmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gereğidir. Hakemlerin taraflarca kendilerine verilen yetkileri aşmamış olması, hakem mahkemesinin oluşturulması veya tahkim prosedürü taraflar arasındaki tahkim anlaşması hükümlerine anlaşmada hüküm bulunmaması halinde tahkim prosedürünün cereyan ettiği ülke hukukuna uygun olmalıdır. Hakem kararı, taraflar için bağlayıcı niteliği haiz veya kararın verildiği ülkenin hukukuna ya da tahkimin tabi olduğu ülke hukukuna göre iptal edilmemiş olmalıdır. 

New York Konvansiyonunun 5.2 hükmünde sayılan hallerin varlığı da tanıma ve tenfiz engeli teşkil eder ancak bu halleri tanıma veya tenfizi gerçekleştirecek devlet mahkemesi dikkate almalıdır. Hakem kararı tenfiz devleti hukukuna göre tahkim yolu ile çözümü mümkün bir uyuşmazlığa ilişkin değilse veya tenfiz devleti hukukunun kamu düzenine aykırı ise kararın tanınması veya tenfizi mümkün değildir. 


 

[1] https://sozluk.gov.tr/

[2] Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, 8. bs (Ankara: Savaş YayınEvi, 2022), 170.

[3] Resul Şahinol, “Ad Hoc Tahkim (UNCITRAL TAHKİM KURALLARI)” (Ankara, Gazi Üniversitesi, 2006), 19.

[4] Şahinol, 19.

[5] https://icc.tobb.org.tr/icc-tahkim.php ulaşıldı 11.07.2023.

[6] Ebru Karademir, “Milletlerarası Kurumsal Tahkim Merkezlerinin Bir Karşılaştırması”, Public and Private International Law Bulletin, sy 32 (t.y.): 80.

[7] Karademir, 76.

[8] Prof. Dr. Adnan Deynekli, “Türkiye’de Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizinde Karşılaşılan Sorunlar”, içinde International Conference On Eurasıan Economies, 2013, 894.

[9] https://adb.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/newyork-konvansiyonu06012021021224 ulaşıldı 11.07.2023

YORUMLAR
YAZAR
nur-yilmaz-1689156817.jpg

Nur Yılmaz

ARA
REKLAM
EN ÇOK OKUNANLAR
BÜLTEN ABONELİĞİ

Son paylaşılan makalelerden, anında haberdar olmak için bültene katılın.

Sosyal Bağlantılar
hukukmirasim
hukukmirasim
hukukmirasim